CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, iktidarın TÜRGEV ve ENSAR Vakfı aracılığıyla 1 milyar lirayı ABD'deki paralel bir vakfa transfer ederek ülkeden kaçış planı yaptıklarını iddia etmesinin ardından ilk tepki A Haber canlı yayınında AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'ten geldi.

Çelik canlı yayında yaptığı açıklamada, "'Bunları ellerine, yine açık kaynaklardan muhtemelen FETÖ almıştır, gizli belge diyerek vermiştir" dedi.

"Bunları ellerine gizli belge diyerek yine FETÖ vermiştir"

Çelik'in açıklamaları şu şekilde:

Kılıçdaroğlu herkesi suçluyor, demokrasiyi hedef alıyor. Diyor ki ABD'de vakıf kurmaya çalışıyorlar. TÜRGEV'den bahsediyorlar. Bu o ülkenin hukuk kurallarına göre kurulmuş. Son derece şeffaf. Hangi faaliyetleri yaptığını bütün dünyanın bildiği, öğrencilerin FETÖ'nün ağlarına düşmesinler diye kurulmuş organizasyonlar. Açık yapıları, illegal yapılarmış gibi ortaya koyup hedef gösteriyor. Bu vakıfların gelir-giderleri bütün ülkelerin bilgisi dahilinde.

Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanımıza yönelik nefret ve iftira siyaseti bu siyaseti yaptıranların çöküşüne neden olur. Yabancı ülkede okul açılmış, yurt açılmış. Bunları ellerine yine açık kaynaklardan muhtemelen FETÖ almıştır, gizli belge diyerek vermiştir.

"Bizim dilimizin ne kadar sertleşeceğini tahmin bile edemez"

Kılıçdaroğlu vesayet zihniyetine sahip olduğunu ortaya koymuştur. Siyasetin dilini bu şekilde sertleştirmek istiyorsa, bizim dilimizin ne kadar sertleşeceğini tahmin bile edemez. Aileleri de işin içine koyduğumuzda neyi sakınacağız? Çık siyasi kapasite ile konuş, biz sana ne cevaplar veriyoruz. Aile kavramının bu kadar sistematik olarak hedef koyulması, ailesi olan bütün vatandaşlarımız gereken cevabı verecekler. Sonra diyorlar, neden kutuplaşıyoruz?

"Sinsi bir faaliyet yürütüyorlar"

Kılıçdaroğlu iç kaos oluşturmak istiyor. Ortaya attığı iftira FETÖ'nün kampanyası. Dış politikada ne zaman adım atsak, Kılıçdaroğlu devrede. Hükümeti kanunsuzlukla suçluyor. Cumhurbaşkanlığı makamını tehdit etmeye kalkıyor. Kılıçdaroğlu, Türkiye düşmanlarının propagandasını dillendiriyor. Yanıldığı konuların haddi hesabı yok. AK Parti gereken hukuki girişimleri yapacaktır. Sinsi bir faaliyet yürütüyorlar. Bundan sonrasında açıklamalarına itibar edilmemesi gerekiyor.

Kılıçdaroğlu hani belge açıklayacaktı? Koskoca partilileri böylesine bir iftira kampanyasının parçası haline getirmeye çalışıyorlar. Bunlar zaten kanunlar çerçevesinde olan şeyler. Yurtdışında, öğrencilerle ilgili faaliyetler var. O ülkelerin açık kaynaklarından, muhtemel FETÖ'cüler almıştır, bunlara gizli belge diye vermiştir. Bu da arkasına-önüne bakmadan, daha önce olduğu gibi bu duruma düşmüştür.

Numan Kurtulmuş: "Halkı kışkırtmak isteyen edepsiz bir dil"

Çelik'in açıklamalarının ardından AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş da aynı yayına bağlandı.

Kurtulmuş da şöyle konuştu:

Kılıçdaroğlu'nun üslubu ibreti âlemdir. Sürekli nefret dilini kullanan bir tavır içerisinde görüyoruz. Bu tarz, siyaseti kirleten bir dildir. Tamamen FETÖ vari bir söylemdir. Yaptıkları ile FETÖ'ye hizmet ediyorlar. Bizim siyaset geleneğimizde böyle bir şey yok. Türkiye'de geçmiş dönemlerde rakip siyasi partiler oldu. Ama böyle bir dilin kullanıldığını hiç hatırlamıyoruz. Bu dil, sahibine zarar verecek bir dildir. Bu deli saçması sözler, cevapsız bırakılmayacaktır. Halkı kışkırtmak isteyen edepsiz bir dille karşı karşıya kaldık. Bu dilin altında kalmayacağız. Yazıktır, ayıptır.

Fahrettin Altun: "Yine itibar suikastı yapmaya kalkışıyorlar"

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun da, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun iddialarına ilişkin, "Yaptıkları tek şey yalan terörüne alet olmak, yalan terörü içerisinde faaliyet göstermektir. Dil uzatılan vakıflar, bu ülkenin değeridir" açıklamasında bulundu.

Altun, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun iddialarına ilişkin A Haber'de katıldığı canlı yayında, kullanılan tehdit diline ve bu tarz yaklaşımlara millete ve devlete hizmet aşkıyla yanıp tutuşan bürokratların prim vermeyeceğini, haklı, onurlu, şerefli mücadelesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yanında olmaya devam edeceğini söyledi.

Türkiye karşıtlarının yine bir oyun denediğini belirten Altun, "FETÖ'nün sözcülüğünü, onunla aynı dilde stratejiyi kullananlar, yine yalan ve iftira üzerinden algı operasyonuna kalkışıyorlar. Yine itibar suikastı yapmaya kalkışıyorlar. Bataklıkta debeleniyorlar esasında. Daha geriye gidelim, ikna odaları ve katsayı utancını bu ülkeye yaşatanlar, küresel terör örgütlerinin tehdit diline sarılarak, bir şekilde bu ülkeye, bu millete yeniden parmak sallamaya kalkıyorlar" diye konuştu.

"Sanki gizli belgeleri eline geçirmiş gibi sallamak çok büyük bir haksızlıktır"

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin büyük, Türkiye siyasetinin ise demokratik olduğun belirten Altun, Türkiye'nin demokratik bir hukuk devleti olduğunun altını çizdi.

Altun, "Siyasal rekabet alanında demokratik bir çerçeve içerisinde yarışma imkânı varken, ülkenin geleceği, gençleri için çözüm önerileri sunmak varken, bu tür yalanlarla kendilerine göre kampanya yapma gayreti içerisindeler" ifadelerini kullanarak şöyle devam etti:

Oysa yaptıkları tek şey, yalan terörüne alet olmak, yalan terörü içerisinde faaliyet göstermektir. Dil uzatılan vakıflar, bu ülkenin değeridir. Bu ülkede sivil toplum son derece gelişmiştir. Son 20 yılda Türkiye'de sivil toplum alanı Türkiye'nin demokratikleşmesiyle birlikte daha da genişlemiştir. Burada adı anılan TÜRGEV de, ENSAR da bu ülke için, bu ülkenin gençleri için yasal bir şekilde, kamu denetimine tabi, şeffaf, hesap verilebilirlik ilkelerine uygun şekilde faaliyet gösteren kurumlardır. Aynı zamanda bu kurumlar, uluslararası alanda da faaliyet gösteren kurumlar. Uluslararası alanda faaliyet gösteren bu kurumlar, faaliyet gösterdiği ülkenin hukukuna, kurallarına uyun bir şekilde hareket ediyorlar. ABD'de 1930'lu yıllarda çıkmış bir para yasası var. Amerikan Adalet Bakanlığı bu çerçevede TURKEN'e demiş ki 'Buraya gel kaydol'. TURKEN de gitmiş oraya kaydolmuş. Kayıt esnasında da birtakım belgeler beyan etmiş. Onları da Adalet Bakanlığı internet sitesinde yayımlamış. Burada yayımlanan belgeleri sanki gizli belgeleri eline geçirmiş gibi sallayıp da buradan bilgiler sunmak çok büyük bir haksızlıktır.