İstanbul Boğazı'nın altın boynuzu...

Haliç’in iki kıyısı...

Bu iki yakada önemli diyebileceğimiz hangi yapılar var?

Tarihi olanlar bir tarafa, bir yakada şatafatlı iktidar partisinin İstanbul il başkanlığı binası var.

Peki tramvayın öte yakaya yapılmasının tek gerekçesi hastane olması mı?

Trafik sorunu tramvay projesi için bir gerekçe olabilir ama sonuçları itibariyle pek bu emele ulaşılmış gibi görünmüyor. Zira trafik sıkışıklığı bu yakada devam ediyor.

Zaten tramvay ortalamada 10 dakikada 1 seferle ve tek vagonla bu hedefe ulaşamaz görünüyor. Tek vagon tramvay istasyonunu bile doldurmuyor ki.

Peki bölge halkı hâlâ özel araçlarıyla mı trafiği kilitliyor? O kadar zengin ya da o kadar olmasa da orta sınıf mı ikamet ediyor bölgede?

Hastanede sadece bir nöbetimdeki hasta profili şöyle: İkisi travma hastası Turkuaz Medya çalışanı, yani şu bildiğiniz havuz medya emekçileri; bir diğeri de Şişli Etfal'in imamı...

Ya da bu numunelerden öte tramvay manzarasına bakalım: Öyle metro, metrobüs görüntüleri yok tramvayda. Hani film icabı Zor Ölüm serisinde metrolar havaya uçarken ya da gerçek 11 Eylül yıkımındaki gibi elinde süet çantalı, jilet gibi takım elbiseli, tıraşlı genç erkekler ve makyajlı, alımlı, yine ellerinde çantaları ile genç kadınlar inmiyor tramvaydan.

Hele Uzakdoğu'dan da gelen biraz da duyarsızlığın, umarsızlığın belirtisi gibi görünen sabit bakışlı koşturmaca, bir yere yetişme çabası da gözlenmiyor tramvayda.

Onun yerine, görünüş itibariyle gundi, yani kasketiyle, ceketi, kumaş pantolonu ve kareli gömleğiyle erkek ya da bunun kadın versiyonu olan tumanıyla, eşarbıyla âdeta turistik gezideymiş gibi tramvay kullanan köy menşeli emekçiler var.

Bölgedeki tek üniversite bile bu havayı değiştiremiyor.

Peki bazı meslektaşlarımın kaygısı ya da komplo teorisi sayılabilecek şekliyle tamamen ticarethaneye dönüşmüş kamu hastanelerinin ihtiyacı ya da gayesi olan azami hasta potansiyeline ulaşılmış oldu mu tramvayla?

Her hastanenin olduğu gibi Haliç'e nazır sözkonusu hastanenin de bir kapasitesi var. Yöneticiler ne kadar kâr için zorlarsa zorlasın, otobüsler, dolmuşlar vızır vızır çalışsın, tahlile, filme, hele şu Covid günlerinde teste ölümüne meraklı halkımız, nerdeyse ömrünün sonuna kadar test yapma hevesinde olsun, hastanemizin ve de acil servisimizin bir kapasitesi var. Öyle ki yoğunluğu görüp geri dönen bir hasta toplamı bile var.

Bölgede her şey var, sınıf savaşımı, mücadele yok.

Bütün bu gözlemlerim bölgede sınıf savaşımının asgari düzeyde olmasının hem sonucu, hem de sebebi olarak okunabilir.