Bir şeyler yön değiştiriyor; suyun akışı mı desem, rüzgârın esişi mi?
Dengeme destek ol, sendeliyorum.
Oysa nemli bir Ege akşamında, anasonu fazla kaçırmaktan ve yumuşakça olmalıydı devrilişim. Kollarına, hatta omzuna, kalbinin kıyısına... Uzat ellerini uluorta serilmeyeyim. Hem utanırım, hem insanlar güler, düşene gülerler.
Aklına denk gelmeyeceksem ve kalbinin kıyısına, ellerini uzat, düşmeyeyim.
Dengem bozuluyor...
Ve içimdeki yüzyıllık anıt çöktü birden. O derin sızı, kalp ağrısı, dindi... Allah var, istemezdim sönüp gitmesini.
O benim yüzyıllık yalnızlığım, kederim, acım. Ben o yaramı sözcüklerle sardıydım. Geçti gitti, kurudu sesinde.
Hiçbir şey eskisi gibi değil.
Olmayacak bu böyle, dengem bozuluyor. Ve şekli değişiyor çoğu şeyin. Sesin ses olmaktan çıktı çoktan.
Sesin bir eylül rüzgârı, öyle tatlı, öyle beklenen, özlenen...
Uzat ellerini, tarih boyunca düşmemiş bir kale gibi yaslayayım sırtımı.
Ve kolların bir bağ bozumu festivali gibi coşkuyla sarsın yıllanmış yalnızlığımı.