Evet, daha önceki yazımda belirttiğim gibi, şampiyon değişmedi.

Değişmesi için bir nedenin olması gerekiyordu. Nedensiz bir şekilde şampiyonu değiştirmek mümkün değildi.

Beşiktaş, Oğuzhan, Cenk, Aboubakar, Hasic ve Adem Ljajic gibi takımda bu kadar çok eksik oyuncu varken, sahada olan yıldızlarıyla şampiyonluk ipini göğüsledi.

Son 3 haftalık periyotta kaybettiği puanlarla, rakipleri Fenerbahçe ve Galatasaray kulübünü, taraftarıyla birlikte şampiyonluk havasına sokmuştu. Bir o kadar da Beşiktaş taraftarı olarak beni de "gitti mi şampiyonluk" diyerek kara kara düşüncelere sokmuştu. Geçmişte bu tür hataları birkaç kez yaşadığımdan dolayı tecrübe sahibiyim.

Bunları yazarken Galatasaray'ın Ankaragücü'nü 8-0'lık skorla yenerek averajla şampiyon olduğu o seneyi unutmuş değilim. O seneyi benim gibi unutmayanlar da vardır diye düşünüyorum.

Lafı çok fazla uzatmaya gerek olmadan şunu söyleyebilirim:

Yokluk içinden gelerek ezeli rakiplere diz çöktüren Sergen Yalçın ve öğrencilerini tebrik ediyorum.

Çarşamba günü de Ziraat Türkiye Kupası'nı da alarak çifte şampiyonluk kutlamalarını heyecanla bekliyorum.

Ayrıca, ilk 6 haftada boş boş konuşan eski hakem ve yorumcu olan beyefendiler (Erman Toroğlu ve Ahmet çakar); yeter yaa, bi' gidin artık başımızdan. Sizin hakemlik dönemizi de biliyoruz.