Canavarların saçlarını okşayarak canlı çıkabildiğim bir savaştan geliyorum. Başka türlü imkânsızdı hâlâ nefes alabiliyor olmak.

Ve o savaşta öğrendim ki bir canavarı uysallaştırabilecek kadar yakın durmak, maskeleri fırlatıp atmakla mümkün olabiliyordu.

Önce cesaret maskesini çıkartıp attım yüzümden. Korkuyla baktım gözlerine, baktıkça dağıldı korkularım.

Sonra iyi niyet maskemi çıkardım.

Tüm öfkemle meydan okurken ona, öfkesinin nedenini fark ettim. Maskesiz bir empatiyle izledim sonra onu. Evet, bunu başarabildim.

Bir an o da fırlattı maskelerini, boynunu hafifçe öne eğdi, saçlarına dokundum, tamamen içgüdüseldi.

Saçlarını okşamasaydım, o savaştan sağ çıkmam mümkün değildi.