İtalya'nın kadro olarak çok iyi olduğunu biliyoruz, daha önceki yazımda kupanın favorisi olduklarını sizlerle paylaşmıştım.

Peki biz? Bize ne oldu böyle?! Her şey bir rüya üzerine mi kuruldu?

Korkak futbol anlayışı

Maça başlarken ilk 45 dakika defansa yapıştık, çıkmadık. Beraberliğe razı bir oyun sergiledik.

Keşke maçın ikinci yarısında da defansa yapışsaydık, belki 1 puanı koparırdık.

İtalya'ya karşı oynadığımız futbol, ekran başındaki herkesi âdeta çıldırttı. Böyle saçma sapan bir futbol görmedim.

"Yazık" dedirtti, "pes" dedirtti!

Hayatım boyunca görmediğim korku dolu futbol anlayışı bu olsa gerek!

Elemelerdeki futbola bakınca...

Gelelim Galler maçına...

Yahu arkadaş, İtalya ile oynadığımız futbol ortada, grubun en zayıf takımı dediğimiz Galler 2 gol çakıyor, biz seyrediyoruz.

Neler oluyor böyle, anlamak mümkün değil.

Elemelerden buraya nasıl geldiğimizi gördük, "En kötü yarı final oynarız bu kadroyla" diye düşünmüştüm.

Her zaman söylüyorum; genç teknik adamlarla çalışacaksınız, bir noktadan sonra kafaları gidiyor (Şenol Güneş, Fatih Terim vs.) bunların.

İsviçre'ye 2 gol atabilir miyiz?

Şimdi gelelim İsviçre maçına...

Ne mi yapmamız gerekiyor?

"En iyi üçüncü olarak turnuvaya devam etmek istiyorsak, en az 2 gol atmamız gerekir" diyorum, ama sonra kendi kendime "Yok arkadaş, hayal kurma" diyorum.

Hayal mi, değil mi? Bakalım...

Hep birlikte göreceğiz.